Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü.
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü.
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü.
24 Kasım aynı zamanda Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1928’de,
‘Başöğretmen’ olduğu gündür.
Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.”
sözü ile ülkemizin geleceği açısından öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğuna vurgu
yapmıştır.
Öğretmenler, en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz kişilerdir. Öğretmenler;
toplumu aydınlatan, çocuklarımızı hayata hazırlayan ve onlara yol gösteren vazgeçilmezlerimizdir.
Ülke genelinde 75 bin 467 okul/kurum, bu okullarda/kurumlarda 18 milyon 710 bin 265 öğrenci,
1 milyon 168 bin 896 öğretmen bulunmaktadır. Okul öncesinden yükseköğretime kadar yaklaşık
27 milyon öğrencimiz vardır. Aileleri ile birlikte düşünüldüğünde neredeyse toplumumuzun tamamı
eğitimle ilişkilidir. Tam da bu nedenle eğitim, toplumumuzun vazgeçilmez, en önemli değerlerinden
biridir.
Maalesef bugün, eğitim sistemimizin ve öğretmenlerimizin sayılamayacak kadar çok sorunu
bulunmaktadır. 22 yıllık AKP iktidarında eğitim sistemi yerle bir edilmiş, öğretmenlerimizin var olan
sorunlarına her geçen gün yenileri eklenmiştir. İktidar, politikalarına öğretmenlik mesleğini
itibarsızlaştıran uygulamalarla devam etmektedir.
22 yıllık AKP iktidarında;
Öğretim programları defalarca değiştirilmiştir.
Yönetici atamalarında liyakat ilkesi yok edilmiş, 2014’te yaklaşık 50 bin yönetici görevden
alınmıştır.
Teftiş sistemi yok edilmiş, müfettişlik sisteminde sayısız değişiklik yapılmıştır.
Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına geçilerek, öğretmenlerin güvencesiz çalışmasının önü
açılmıştır.
2002 yılında 68 bin olan atanmayan öğretmen sayısı, iktidarın yanlış politikaları nedeniyle
bir milyona yaklaşmıştır.
Bugün, yetersiz atamalarla eksik bırakılan kadrolar, ücretli öğretmenlik sistemi ile
doldurulmaya çalışılmaktadır. Her yıl yaklaşık 85 bin öğretmenimiz, asgari ücretten daha
düşük ücretlerle, güvencesiz ve emeklilik hakkı olmadan çalıştırılmaktadır.
25 yıllık kadrolu bir öğretmen, bugün 41 bin lira maaş almaktadır. 2002 yılında 540 lira
olan maaşı ile 19,7 çeyrek altın alan öğretmenlerimiz, bugün sadece 8,3 çeyrek altın
alabilmektedir.
2002 yılında 175 lira olan Eğitim Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği ile 6,4 çeyrek altın
alabilen öğretmenlerimiz, şu an 4 bin 85 lira olan ödenekle 0,8 çeyrek altın alabilmektedir.
Öğretmenlerimiz yoksulluk sınırı altında maaşlarla çalıştırılmaya devam etmektedir.
Deprem bölgesinde; okulları yıkılan, çalıştığı kurum kapanan öğretmenlerimiz, işlerini
kaybetmiştir. Öğretmenlerimiz, depremle yaşadıkları kayıp ve sıkıntılar yanında zorlu
çalışma koşullarıyla da hak kaybı yaşamaktadır.
mülakata girmesiyle objektif bir değerlendirme yapılamamış, bunun sonucunda iller
arasında ciddi puan farkları oluşmuştur. Bunun karşısında iktidar, TRT aracılığıyla
öğretmeleri ‘algı yaratmak’ ile suçlamıştır. Mülakat sonucunda hala atama içinde yer alsa
dahi, sıralamada geriye düşen öğretmenlerimiz de hak kaybı yaşamıştır.
Yeterli kadrolu temizlik görevlisi verilmediği için bugün öğretmenlerimiz okullarında temizlik
yapmak zorunda bırakılmış, yeterli güvenlik ve teknik personel olmadığı için İbrahim
Oktugan ve Sibel Turan öğretmenlerimiz hayatını kaybetmiştir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlik mesleği basamaklandırılmıştır.
Öğretmenlerimiz; ücretli, sözleşmeli, öğretmen, uzman, başöğretmen şeklinde farklı
statülerde farklı ücretlerle çalıştırılmaktadır.
Milli Eğitim Akademisi ile öğretmenlerin diplomaları yok sayılmıştır.
Özel sektörde çalışan öğretmenler, taban maaş hakları ellerinden alındığı için, asgari
ücrete mahkum edilmiştir.
Öğretmenlerin çalışma ortamlarında, siyasi baskı ve mobbing artmıştır. Mevcut çalışma
koşulları ve siyasi iktidarın uygulamaları, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını yok etmiştir.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, göreve geldiği günden bu yana eğitim alanındaki uygulamaları ile
eğitim sistemini zedelemeye devam etmektedir. Göreve başlar başlamaz; karma eğitimi tartışmaya
açmış, tarikat ve cemaatlerin uzantısı olan vakıf ve derneklerle protokol imzalamaya devam
edeceğini ifade etmiştir.
Okul öncesi düzeydeki öğrencilere yönelik başlatılan ücretsiz yemek uygulamasını kaldırmıştır.
Onun görev yaptığı süre boyunca, Mesleki ve Teknik Eğitim kapsamında çalıştırılan 11 çocuğumuz
hayatını kaybetmiştir.
‘Mülakatları mülakat gibi yapacağız.’ diyen Bakan, daha önce yapılan mülakatlardaki şaibeleri
itiraf etmiştir. 20 bin öğretmen alımı için yapılan son mülakatlarda bin yüz öğretmenin
sıralamasında değişiklik olduğunu belirterek, mülakat sistemindeki haksız uygulamaları gün yüzüne
sermiştir. Haksızlığa uğrayan öğretmen sayısı, verilen bu sayının çok üzerindedir.
Milli Eğitim Bakanı 16 Kasım 2024’te Batman’da; laiklik karşıtı söylemlerde bulunmuştur. Yusuf
Tekin Bakan olurken; Anayasamızın 81. Maddesi’nde yer alan metni okuyarak “demokratik ve lâik
Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına” dair and içmiştir. Ne var ki Yusuf
Tekin içtiği anda bağlı kalmayarak, laiklik ilkesini yalan ve çarpıtma ifadelerle hedef haline
getirmiştir.
Tekin’in ifadeleri, ne eleştiri ne de ifade özgürlüğü olarak açıklanamayacak düzeydedir. Bu ifadeler
sebebiyle Partimiz, Milli Eğitim Bakanı hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ ve ‘halkı kin ve nefrete
alenen tahrik’ etmekten 18 Kasım 2024’te suç duyurusunda bulunmuştur.
Partimiz ayrıca, 30 Ekim 2024’te de mülakat sürecince yaşanan sıkıntıların giderilmemesi, bu
yüzden öğretmen atamalarının yapılmaması, okullarda eğitim öğretim faaliyetinin düzgün
işleyemeyişi gerekçesiyle de Bakan Yusuf Tekin hakkında görevini yerine getirmediği için suç
duyurusunda bulunmuştur.
1965 yılında kurulan Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın kurucusu ve Genel Başkanı Fakir Baykurt
“Bey çocuğu bey, ırgat çocuğu ırgat olmasın diyedir mücadelemiz!” sözüyle öğretmenlerin
toplumsal görevini tanımlamıştır.
Kamuya öğretmen alımlarında yapılan mülakat uygulaması, seçim öncesi söz verilmesine
rağmen kaldırılmamıştır. İktidarın, ‘Mülakatları mülakat gibi yapacağız.’ diyerek çıktığı
yolda binlerce öğretmenimiz haksızlığa uğramıştır. Farklı illerde farklı komisyonların
mülakata girmesiyle objektif bir değerlendirme yapılamamış, bunun sonucunda iller
arasında ciddi puan farkları oluşmuştur. Bunun karşısında iktidar, TRT aracılığıyla
öğretmeleri ‘algı yaratmak’ ile suçlamıştır. Mülakat sonucunda hala atama içinde yer alsa
dahi, sıralamada geriye düşen öğretmenlerimiz de hak kaybı yaşamıştır.
Yeterli kadrolu temizlik görevlisi verilmediği için bugün öğretmenlerimiz okullarında temizlik
yapmak zorunda bırakılmış, yeterli güvenlik ve teknik personel olmadığı için İbrahim
Oktugan ve Sibel Turan öğretmenlerimiz hayatını kaybetmiştir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlik mesleği basamaklandırılmıştır.
Öğretmenlerimiz; ücretli, sözleşmeli, öğretmen, uzman, başöğretmen şeklinde farklı
statülerde farklı ücretlerle çalıştırılmaktadır.
Milli Eğitim Akademisi ile öğretmenlerin diplomaları yok sayılmıştır.
Özel sektörde çalışan öğretmenler, taban maaş hakları ellerinden alındığı için, asgari
ücrete mahkum edilmiştir.
Öğretmenlerin çalışma ortamlarında, siyasi baskı ve mobbing artmıştır. Mevcut çalışma
koşulları ve siyasi iktidarın uygulamaları, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını yok etmiştir.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, göreve geldiği günden bu yana eğitim alanındaki uygulamaları ile
eğitim sistemini zedelemeye devam etmektedir. Göreve başlar başlamaz; karma eğitimi tartışmaya
açmış, tarikat ve cemaatlerin uzantısı olan vakıf ve derneklerle protokol imzalamaya devam
edeceğini ifade etmiştir.
Okul öncesi düzeydeki öğrencilere yönelik başlatılan ücretsiz yemek uygulamasını kaldırmıştır.
Onun görev yaptığı süre boyunca, Mesleki ve Teknik Eğitim kapsamında çalıştırılan 11 çocuğumuz
hayatını kaybetmiştir.
‘Mülakatları mülakat gibi yapacağız.’ diyen Bakan, daha önce yapılan mülakatlardaki şaibeleri
itiraf etmiştir. 20 bin öğretmen alımı için yapılan son mülakatlarda bin yüz öğretmenin
sıralamasında değişiklik olduğunu belirterek, mülakat sistemindeki haksız uygulamaları gün yüzüne
sermiştir. Haksızlığa uğrayan öğretmen sayısı, verilen bu sayının çok üzerindedir.
Milli Eğitim Bakanı 16 Kasım 2024’te Batman’da; laiklik karşıtı söylemlerde bulunmuştur. Yusuf
Tekin Bakan olurken; Anayasamızın 81. Maddesi’nde yer alan metni okuyarak “demokratik ve lâik
Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına” dair and içmiştir. Ne var ki Yusuf
Tekin içtiği anda bağlı kalmayarak, laiklik ilkesini yalan ve çarpıtma ifadelerle hedef haline
getirmiştir.
Tekin’in ifadeleri, ne eleştiri ne de ifade özgürlüğü olarak açıklanamayacak düzeydedir. Bu ifadeler
sebebiyle Partimiz, Milli Eğitim Bakanı hakkında ‘görevi kötüye kullanmak’ ve ‘halkı kin ve nefrete
alenen tahrik’ etmekten 18 Kasım 2024’te suç duyurusunda bulunmuştur.
Partimiz ayrıca, 30 Ekim 2024’te de mülakat sürecince yaşanan sıkıntıların giderilmemesi, bu
yüzden öğretmen atamalarının yapılmaması, okullarda eğitim öğretim faaliyetinin düzgün
işleyemeyişi gerekçesiyle de Bakan Yusuf Tekin hakkında görevini yerine getirmediği için suç
duyurusunda bulunmuştur.
1965 yılında kurulan Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın kurucusu ve Genel Başkanı Fakir Baykurt
“Bey çocuğu bey, ırgat çocuğu ırgat olmasın diyedir mücadelemiz!” sözüyle öğretmenlerin
toplumsal görevini tanımlamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak şiarımız eğitimde fırsat ve imkan eşitliğini sağlayacak politikaları
hayata geçirmektir. Partimizin iktidarında eğitim sisteminin ve eğitim çalışanlarının bütün sorunları
çözülecek, öğretmenler toplumdaki saygınlıklarına kavuşacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi İktidarında;
1. Öğretmenlerin tüm özlük haklarını içeren personel kanunu yapılacaktır.
2. Uzman-başöğretmenlik sistemi kaldırılacak, aynı işi yapan ama farklı unvanlarla
çalıştırılan öğretmenlik anlayışı son bulacaktır. Öğretmenlerimize, onları ayrıştırmadan,
kıdeme göre yıl bazında mali hakları verilecektir.
3. Eğitimin siyasallaşması engellenecek ve öğretmenler üzerindeki anti demokratik
uygulamalara son verilecektir.
4. Kamuda ücretli, sözleşmeli öğretmenlik ayrımına son verilecek, kamuda çalışan tüm
öğretmenler kadrolu olarak görev yapacaktır. Özel sektörde çalışan öğretmenler için
taban maaş uygulaması başlatılarak, kamudaki öğretmenler kadar maaş almaları
sağlanacaktır. Usta öğreticiler hak ettikleri değeri görecektir.
Liyakat ilkesi Milli Eğitimde yeniden tesis edilecek, bütün yönetici atamaları bu ilkeye
göre yapılacaktır.
Öğretmenlerin görev ve yetkilerinin devredildiği ÇEDES vb. uygulamaların önünü açan
tarikat ve cemaatlerin uzantısı vakıf ve derneklerle yapılan protokoller iptal edilerek,
okullarda öğretmenler tek yetkili kılınacaktır.
7. Tüm öğretmenlere 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir maaş ikramiye verilecektir.
8. Öğretmenlerin insanca yaşayabilmeleri için, aylıkları ve ek ders ücretleri günün
koşullarına uygun hale getirilecek, ek ders ücretleri maaş içine alınarak emekli
aylıklarına yansıtılması sağlanacaktır. Tüm öğretmenlerin yoksulluk sınırı üzerinde maaş
almaları sağlanacaktır.
9. Eğitim öğretime hazırlık ödeneği bir maaş tutarında ve tüm eğitim işgörenlerine
verilecektir.
10. Ataması yapılmayan bir milyon öğretmenden 100 bininin bir yıl içerisinde ataması
yapılacaktır.
İktidarımızda; kamuda ya da özel sektörde çalışan, işe yeni başlayan, deneyimli olan, deprem vb.
durumlardan etkilenen, emekli olan; ücretli, sözleşmeli, uzman, öğretmen, başöğretmen olarak
ayrıştırılan ve değersizleştirilen öğretmenler, liyakatsiz atamalarla hakları yenen yöneticiler ve
mağdur edilen usta öğreticiler; hak ettikleri itibara ve mali haklara ulaşacaktır.
Tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun!